CMK: Ceza Muhakemesi Kanunu Nedir?
CMK, açılımı itibarıyla “Ceza Muhakemesi Kanunu”nu ifade eder ve Türkiye'de ceza yargılamasının nasıl yürütüleceğini belirleyen 5271 sayılı kanundur. 4 Aralık 2004 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmiş ve 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girerek, 1929 tarihli Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nu yürürlükten kaldırmıştır.
Amacı ve Kapsamı
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun temel amacı, suç şüphesinin öğrenilmesinden hükmün kesinleşmesine kadar geçen tüm yargılama sürecini adil, hızlı ve hukuka uygun bir şekilde yürütmektir. Bu kanun, sadece suçluların cezalandırılmasıyla değil, aynı zamanda şüpheli, sanık, mağdur ve suçtan zarar görenlerin haklarının korunmasıyla da ilgilenir. CMK, ceza muhakemesine katılan hakim, savcı, avukat (müdafi), müdahil, şüpheli, sanık, mağdur gibi tüm kişilerin hak, yetki ve yükümlülüklerini detaylı bir şekilde düzenler.
Temel İlkeleri
CMK, ceza yargılamasının temelini oluşturan bazı önemli ilkeleri barındırır:
- Suçsuzluk Karinesi: Bir kişinin suçu kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla sabit olana kadar suçsuz sayılması ilkesidir.
- Savunma Hakkı: Her şüpheli veya sanığın kendini savunma ve hukuki yardım alma hakkına sahip olmasıdır.
- Adil Yargılanma Hakkı: Yargılamanın bağımsız ve tarafsız mahkemelerce, makul sürede ve aleni olarak yapılması hakkıdır.
Muhakeme Süreçleri ve Avukatın Rolü
CMK, ceza muhakemesini başlıca iki ana evreye ayırır:
- Soruşturma Evresi: Suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen aşamadır. Bu evrede deliller toplanır, şüphelilerin ifadeleri alınır ve gerekli koruma tedbirleri (gözaltı, arama, el koyma gibi) uygulanır.
- Kovuşturma Evresi: İddianamenin kabulüyle başlayıp hükmün kesinleşmesine kadar devam eden, mahkeme huzurunda yapılan yargılama aşamasıdır.
CMK'da avukatın (müdafiin) rolü hayati öneme sahiptir. Müdafi, şüpheli veya sanığın haklarını korur, savunma stratejisi oluşturur ve yargılama sürecinin hukuka uygunluğunu denetler. Kanun, bazı durumlarda (örneğin, şüphelinin 18 yaşından küçük, sağır veya dilsiz olması ya da üst sınırı en az beş yıl hapis cezasını gerektiren suçlarda) zorunlu müdafii atanmasını öngörür. Barolar, CMK Uygulama Servisleri aracılığıyla bu zorunlu müdafilik hizmetini sağlamaktadır.
CMK ve TCK Arasındaki Fark
CMK ile Türk Ceza Kanunu (TCK) sıkça karıştırılsa da, aralarında temel bir fark bulunur. TCK, hangi davranışların suç olduğunu ve bu suçlara verilecek cezaları belirleyen maddi ceza hukukunu düzenler. CMK ise, bu suçların nasıl soruşturulacağını, kovuşturulacağını ve yargılanacağını, yani ceza yargılamasının usulünü belirler. Bir başka deyişle, TCK “ne”yin suç olduğunu söylerken, CMK “nasıl” yargılanacağını açıklar.