Silvan Yazıtı'na Genel Bakış
Silvan Yazıtı, aynı zamanda Siloam Yazıtı veya Şiloah Yazıtı olarak da bilinen, MÖ 8. yüzyıla tarihlenen önemli bir antik İbranice yazıttır. Bu taş yazıt, Yahuda Krallığı dönemine ait olup, dönemin inşaat mühendisliği hakkında değerli bilgiler sunmaktadır. Eski İsrail ve Yahuda'dan bilinen, kamuya ait bir inşaat çalışmasını belgeleyen tek antik yazıttır.
Keşfi ve Tarihçesi
Silvan Yazıtı, 1880 yılında Doğu Kudüs'teki Siloam Tüneli'nde (Hezekiya Tüneli) keşfedilmiştir. Tünel, Kudüs'ün su ihtiyacını karşılamak amacıyla Gihon Pınarı'ndan Siloam Havuzu'na su taşımak için inşa edilmiştir. Yazıt, keşfedildikten sonra Osmanlı yönetimi tarafından İstanbul'a getirilmiş ve günümüzde İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde sergilenmektedir.
Yazıtın İçeriği ve Önemi
Altı satırdan oluşan Silvan Yazıtı, Hezekiya Tüneli'nin yapım sürecini anlatır. Metin, iki ayrı kazıcı ekibinin tünelin farklı uçlarından kazıya başladığını ve birbirlerinin seslerini duyarak ortada buluştuğunu detaylandırır. Bu, dönemin mühendislik becerisinin bir kanıtı olarak kabul edilir.
Yazıtın önemi çeşitli açılardan büyüktür:
- Dil ve Yazı Tarihi: Paleo-İbranice'nin en eski örneklerinden biri olarak dil ve yazı tarihi açısından büyük değer taşır.
- Tarihsel Kanıt: Yahuda Kralı Hezekiya dönemindeki altyapı faaliyetlerine dair somut kanıtlar sunar.
- Arkeolojik Değer: Kudüs'ün MÖ 8. yüzyıldaki kentleşme ve su yönetim sistemlerine ışık tutar.
- Bölgedeki Tek Örnek: Kamusal projeleri konu edinen bu tür kitabeler Mısır ve Mezopotamya'da yaygın olsa da, Silvan Yazıtı Filistin tarihinde bilinen tek örnek olması yönüyle özel bir yere sahiptir.
İade Tartışmaları
Silvan Yazıtı, İsrail tarafından Kudüs'teki Yahudi tarihi, kültürel ve dini köklerinin binlerce yıl öncesine dayandığının bir kanıtı olarak görülmekte ve iadesi defalarca talep edilmiştir. Ancak Türkiye, yazıtın Osmanlı döneminde Kudüs'ten çalınmaması için İstanbul'a getirildiğini ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kültürel mirası olduğunu belirterek bu talepleri reddetmiştir. Yazıt, Ölü Deniz Yazmaları hariç, günümüz İsrail topraklarında bulunan en önemli arkeolojik keşiflerden biri olarak kabul edilmektedir.