Tanık Gösterme Nedir?
Tanık gösterme, bir yazarın veya konuşmacının ileri sürdüğü bir düşünceyi, tezi ya da fikri daha inandırıcı, somut ve güçlü kılmak amacıyla, o konuda söz sahibi, uzman veya toplumca tanınmış bir kişinin görüşlerine başvurmasıdır. Bu yöntem, anlatılan fikrin sadece yazarın kişisel görüşü olmadığını, aynı zamanda alanında yetkin başka kişiler tarafından da desteklendiğini göstererek okuyucunun veya dinleyicinin ikna olmasını sağlar.
Amacı ve Önemi
Tanık göstermenin temel amacı, sunulan düşünceye mantıksal bir destek sağlamak ve metnin güvenilirliğini artırmaktır. Bir argümanın doğruluğunu kanıtlamak ve onu somutlaştırmak için kullanılır. Özellikle edebiyat, akademik yazım ve retorik gibi alanlarda, karmaşık fikirlerin daha anlaşılır hale getirilmesinde ve okuyucunun bilgiyi daha iyi hatırlamasında etkili bir yoldur.
Nasıl Uygulanır?
Tanık gösterme genellikle iki farklı şekilde uygulanır:
- Doğrudan Alıntı: Tanık gösterilen kişinin sözleri, tırnak işaretleri içinde, hiçbir değişiklik yapılmadan aynen aktarılır. Bu, en yaygın ve güçlü tanık gösterme biçimlerinden biridir.
- Dolaylı Anlatım: Tanık gösterilen kişinin düşünceleri, yazarın kendi cümleleriyle özetlenerek veya yorumlanarak aktarılır. Bu durumda tırnak işareti kullanılmaz.
Önemli olan, alıntı yapılan kişinin ilgili konuda gerçekten bir otorite olması ve sözlerinin yazarın savunduğu düşünceyle örtüşmesidir. Sadece bir ismin anılması, tanık gösterme için yeterli değildir; o kişinin fikrinin veya sözünün metinde yer alması esastır.
Tanık Gösterme ve Örnekleme Arasındaki Fark
Tanık gösterme, sıklıkla örnekleme (örneklendirme) ile karıştırılabilen bir düşünceyi geliştirme yoludur. Ancak aralarında belirgin bir fark bulunur:
- Tanık Gösterme: Bir düşünceyi desteklemek için uzman bir kişinin sözüne veya fikrine başvurulur. Burada “söz” veya “düşünce” ön plandadır.
- Örnekleme: Anlatılan bir konuyu somutlaştırmak ve açıklamak için örnekler verilir. Burada “isim” veya “örnek” ön plandadır, ancak bu örneklerin doğrudan bir fikir beyanı içermesi şart değildir.
Örneğin, “Mustafa Kemal Atatürk, ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.’ demiştir.” cümlesi bir tanık göstermedir çünkü Atatürk’ün sözü doğrudan aktarılmıştır. Oysa “Türkiye’de birçok önemli yazar yetişmiştir; örneğin Yaşar Kemal, Orhan Pamuk…” gibi bir ifade örneklemedir.
Sonuç
Tanık gösterme, yazılı ve sözlü anlatımda argümanları güçlendiren, metne derinlik ve güvenilirlik katan önemli bir tekniktir. Doğru ve yerinde kullanıldığında, okuyucuyu ikna etme gücünü artırarak iletişimin etkinliğini önemli ölçüde yükseltir.