Viyolonsel: Yaylı Çalgıların Derin Sesi Nedir?
Viyolonsel, genellikle kısaca çello olarak bilinen, yaylı çalgılar ailesinin en derin ve etkileyici üyelerinden biridir. Keman, viyola ve kontrbas ile aynı aileden gelen bu enstrüman, zengin ve dolgun sesi sayesinde müzik dünyasında vazgeçilmez bir yere sahiptir. İnsan sesine en yakın tona sahip çalgılardan biri olarak kabul edilir ve bu özelliğiyle dinleyicilerin duygularına doğrudan hitap edebilir.
Fiziksel Özellikleri ve Yapısı
Viyolonsel, dik tutularak çalınan büyük bir yaylı çalgıdır. Boyutu nedeniyle çalarken oturulması gerekir ve enstrüman yere dayanan bir pim (spike) üzerinde durur. Genellikle 120 cm uzunluğunda ve 40 cm eninde olabilir. Viyolonselin dört teli vardır ve bu teller kalından inceye doğru Do, Sol, Re ve La notalarına akort edilir. Gövdesinin orta kısmında, el yazısıyla f harfini andıran iki adet ses deliği ve telleri destekleyen bir eşik (köprü) bulunur. Yayın tellere temasıyla titreşen tellerden çıkan sesler, eşik tarafından gövdenin içindeki havayı titreştirir ve can direği aracılığıyla bu deliklerden geri döner. Viyolonsel yapımında genellikle ladin, akçaağaç ve ıhlamur gibi yumuşak ağaçlar tercih edilir.
Tarihçesi
Viyolonsel, 16. yüzyılın ortalarında İtalya'da ortaya çıkmış ve yaylı çalgılar ailesinin önemli bir üyesi haline gelmiştir. Bazı kaynaklar ise ilk örneklerinin 16. yüzyılda Fransa'da ortaya çıktığını belirtir. Enstrümanın atası olarak kabul edilen viola da gamba, Rönesans döneminde popülerdi ve viyolonselin gelişiminde önemli bir rol oynadı. Başlangıçta beş telli olarak yapılan viyolonsel, önceleri orkestrada bas seslerini desteklemek amacıyla kullanılmıştır. 18. yüzyıla gelindiğinde ise tek başına belirgin bir solo çalgı olarak öne çıkmaya başlamıştır. Andrea Amati, Antonio Stradivari ve Giuseppe Guarneri gibi ünlü luthierler, viyolonselin bugünkü formunu ve ton kalitesini belirleyen ustalardır.
Viyolonsel Nasıl Çalınır?
Viyolonsel çalmak, diğer yaylı çalgılarda olduğu gibi belirli bir teknik ve pratik gerektirir. Çalarken doğru oturuş çok önemlidir; sırt dik olacak şekilde oturulur ve enstrüman göğüs ile dizler arasında, hafifçe sola dönük olarak tutulur. Sol el, sap üzerindeki notaları basmakla görevliyken, sağ el yayı (arşe) kontrol eder. Yay, tellere sürtülerek ses çıkarılır ve yayın hızı, basıncı ve telle temas ettiği nokta sesin niteliğini belirler. Viyolonsel, perdesiz bir çalgıdır. Notaları genellikle dördüncü çizgi fa anahtarıyla, ince sesleri ise sol anahtarıyla okunur.
Müzikteki Yeri ve Önemi
Viyolonsel, klasik müzikten caz, rock ve pop müziğe kadar geniş bir yelpazede kullanılmaktadır. Hem orkestra içinde bas partisini çalmakla görevli olmasının yanı sıra, solo performanslarda da sıkça kullanılan bir çalgıdır. İnsan sesinin tenor, bariton ve bas türlerini kendi ses alanında toplamayı başararak gençliği, olgunluğu, ciddiyeti ve güveni ifade edebilir. Johann Sebastian Bach'ın viyolonsel süitleri, Elgar ve Dvořák'ın viyolonsel konçertoları bu enstrüman için yazılmış önemli eserlerdendir. Pablo Casals ve Yo-Yo Ma gibi virtüözler, viyolonselin solo enstrüman olarak tanınmasında büyük rol oynamışlardır.
Viyolonsel mi, Çello mu?
Viyolonsel ve çello aynı enstrümanı ifade eden terimlerdir. “Çello” kelimesi, “viyolonsel”in kısaltılmış ve daha yaygın, günlük kullanımda tercih edilen halidir. Viyolonsel çalan kişiye ise “viyolonselci” veya “çellist” denir.