Kazaskerlik Makamının Kökeni ve Gelişimi
Kazasker, Osmanlı Devleti'nde “kadı” ve “asker” kelimelerinin birleşiminden oluşan, hem idari hem de yargısal yetkilere sahip yüksek rütbeli bir makamdı. Bu önemli kurumun, genel kabule göre, ilk defa I. Murad döneminde (yaklaşık 1361-1363) tesis edildiği ve ilk kazaskerin Bursa Kadısı Çandarlı Halil Paşa olduğu belirtilmektedir. Başlangıçta tek bir kazasker bulunurken, Fatih Sultan Mehmed döneminin sonlarında (XV. yüzyıl sonları) bu makam, Rumeli Kazaskerliği ve Anadolu Kazaskerliği olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Rumeli Kazaskeri, protokol ve rütbe açısından Anadolu Kazaskeri'nden daha üstün kabul edilirdi. Yavuz Sultan Selim döneminde kısa süreliğine üçüncü bir kazaskerlik makamı kurulmuşsa da daha sonra kaldırılmıştır.
Kazaskerlerin Görev ve Yetkileri
Kazaskerlerin görevleri, Osmanlı yargı ve eğitim teşkilatının işleyişinde merkezi bir rol oynamıştır. Başlangıçta ordudaki askeri-hukuki ihtilafları çözmek ve seferlerde davalara bakmakla yükümlüydüler. Zamanla görev alanları genişlemiş ve başlıca şu yetkileri üstlenmişlerdir:
- Kadı ve müderrislerin (profesör/öğretmen) tayin, azil ve diğer işlemlerini yürütmek.
- Divan-ı Hümayun'un (İmparatorluk Divanı) doğal üyesi olarak devletin yönetimiyle ilgili kararların alınmasında söz sahibi olmak.
- Kadıların verdiği kararları gözden geçirmek, gerektiğinde bozmak veya değiştirmek.
- Adalet ve eğitim teşkilatının düzgün işlemesini sağlamak.
- Şeyhülislam Divan-ı Hümayun'da yer alana kadar şeri meseleleri idare etmek.
Yetki Değişiklikleri ve Makamın Sonu
XVI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, özellikle yüksek dereceli kadıların ve müderrislerin atanması gibi bazı önemli yetkileri, güçlenen Şeyhülislamlık makamına devredilmiştir. Buna rağmen, belirli maaşlı müderris ve kaza kadılarının tayinleri yine kazaskerlerin sorumluluğunda kalmıştır. Kazaskerlik makamı, Osmanlı Devleti'nin yıkılışına kadar varlığını sürdürmüştür. Günümüzdeki karşılığı olarak Adalet Bakanı ile benzerlikler taşıdığı ifade edilmektedir.