İnkılapçılık İlkesinin Temel Anlamı
İnkılapçılık, Türk İnkılabı'nın temelini oluşturan ve Türk toplumunun sürekli olarak ileriye gitmesini amaçlayan önemli bir Atatürk ilkesidir. Bu ilke, mevcut kurumları çağın gereklerine göre yeniden düzenleyerek veya tamamen ortadan kaldırarak yerlerine modern ve ilerici kurumlar getirme anlayışına dayanır. Amacı, Türk milletini geri bırakmış olan yapıları yıkarak, milletin en yüksek medeniyet seviyesine ulaşmasını sağlayacak yeni müesseseler kurmaktır.
İnkılapçılığın Özellikleri ve Amaçları
İnkılapçılık, durağanlığı reddeden, sürekli bir yenilenme ve ilerleme felsefesidir. Başlıca özellikleri ve amaçları şunlardır:
- Sürekli Değişim ve Gelişim: İnkılapçılık, Türk İnkılabı'nın korunmasının yanı sıra, aklın ve bilimin yol göstericiliğinde çağın gerçeklerine göre sürekli olarak geliştirilmesi ve yenilenmesi ilkesidir. Toplumun ve devletin çağdaş medeniyet yolunda ilerlemesini sağlamak için her türlü yeniliğe açık olmayı gerektirir.
- Akıl ve Bilime Dayalı Olma: Bu ilke, atılacak adımların bilimin ve aklın süzgecinden geçirilmesini şart koşar. Bilimden ve akıldan uzak kararları uygulamaya yanaşmaz.
- Çağdaşlaşma ve Modernleşme: İnkılapçılık, Türk toplumunun siyasi, ekonomik, hukuki ve eğitim alanlarında yenilenmesini, uygarlık seviyesine ulaşmasını ve muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmasını hedefler.
- Gerçekçilik ve Uygulanabilirlik: Yapılan düzenlemelerde taklitçi olmak yerine, gerçekçi ve uygulanabilir nitelikte düzenlemeler yapmayı esas alır.
- Dinamizm: Atatürkçü düşünce sistemini dinamik hale getiren, böylece her zaman çağa ayak uydurmasını sağlayarak Atatürk ilke ve inkılaplarını koruyan bir ilkedir.
Atatürk ve İnkılapçılık
Mustafa Kemal Atatürk, inkılapçılığı “Mevcut müesseseleri zorla değiştirmek demektir. Türk milletini son asırlarda geri bırakmış olan müesseseleri yıkarak yerlerine, milletin en yüksek medeni icaplara göre ilerlemesini temin edecek yeni müesseseleri koymuş olmaktır” şeklinde tanımlamıştır. Atatürk'e göre inkılapçılık, sadece bir ihtilal manasından öte, daha geniş bir değişikliği ifade eder ve Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen modern ve uygar bir toplumsal heyet durumuna getirmeyi amaçlar. Bu ilke, Türk milletinin geleceğini şekillendiren ve onu sürekli ileriye taşıyan bir rehber niteliğindedir.