Pasif Husumet Kavramı ve Yokluğu
Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) kapsamında ele alınan temel kavramlardan biri olan husumet, bir davada taraf sıfatına sahip olmayı ifade eder. Pasif husumet ise, davalı sıfatına sahip olma durumunu belirtir. Pasif husumet yokluğu, bir davada davalı olarak gösterilen kişinin, dava konusu sübjektif hakkın maddi hukuk açısından gerçek borçlusu veya yükümlüsü olmaması halidir. Yani, davacının talep ettiği hakkın, davalı olarak gösterilen kişiden istenemeyeceği anlamına gelir.
Hukuki Niteliği ve Önemi
Pasif husumet yokluğu, usul hukukuyla ilgili bir sorun olmaktan ziyade, dava konusu hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur. Bir kişinin belirli bir davada gerçekten davalı sıfatına sahip olup olmadığı, tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Bu durum, hukuki niteliği itibarıyla bir def'i (savunma) değil, bir itirazdır. Diğer itiraz hallerinde olduğu gibi, sıfat yokluğu da mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi gereken bir husustur. Taraflarca ileri sürülmese bile, hâkim dava dosyasındaki mevcut delillerden sıfat yokluğunu tespit ettiğinde bunu dikkate almak zorundadır.
Pasif husumet yokluğu, bazı durumlarda dava şartı olarak algılanabilse de, aslında davanın esasına ilişkin bir itirazdır. Dava şartları, davanın esasına girilip girilemeyeceğini belirlerken, sıfat yokluğu davanın esasına girildikten sonra, davalının o davada taraf olmaya uygun olmadığını gösterir. Ancak sonuç itibarıyla, sıfat yokluğunun tespiti halinde mahkeme, davanın esası hakkında karar veremez ve davayı sıfat yokluğundan reddeder. Bu ret kararı, usuli bir ret değil, davanın esasına ilişkin bir ret kararıdır.
Pasif Husumet Yokluğunun Sonuçları ve Örnekler
Bir davada davalı sıfatının (pasif husumet ehliyetinin) bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme uyuşmazlığın esasına girmeden davanın reddine karar verir. Bu durum, davacının yanlış kişiye karşı dava açtığı anlamına gelir. Örneğin, bir alacak davasında, alacağın gerçek borçlusu olmayan bir kişiye karşı dava açılması halinde pasif husumet yokluğu söz konusu olur ve dava reddedilir.
Güncel hukuki gelişmelerde, siyasi partilerin il başkanlıkları aleyhine açılan davaların, il başkanlıklarının ayrı bir tüzel kişiliği olmaması nedeniyle pasif husumet yokluğundan reddedildiği örnekler mevcuttur. Bu tür durumlarda, davanın parti tüzel kişiliğine (genel merkeze) karşı açılması gerekmektedir.
Özetle
- Pasif husumet yokluğu, davalının dava konusu hakkın gerçek borçlusu olmamasıdır.
- Bu durum, maddi hukuka ilişkin bir itirazdır ve mahkemece re'sen gözetilir.
- Sıfat yokluğu tespit edildiğinde, dava esastan reddedilir.
- Yanlış kişiye karşı açılan davalar, pasif husumet yokluğu nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanır.